Esperanto, ("Ümit eden" anlamında) anadilleri farklı olan insanlar arasında anlaşmayı kolaylaştırmayı amaçlayan yapay bir dildir.
1887'de Polonyalı Musevi asıllı göz doktoru Ludwik Lejzer Zamenhof tarafından icat edilmiştir.
Dr. Zamenhof'un bulunduğu bölgedeki insanlar Lehçe, Rusça, Yidiş gibi farklı diller konuşuyorlardı. Zamenhof bu insanların birbirleriyle anlaşmalarını kolaylaştırmak için hiç değişmeyen ve istisnası olmayan 16 ana kurala dayalı ve kelimelerinin köklerini genellikle bu Avrupa dillerinden alan Esperanto dilini icat etti.
Esperanto, Hint-Avrupa dilleri (Ari diller) arasında sayılabilir. Ancak, morfolojisi Macarca, Türkçe gibi bitişken dillere benzer. 1,6 milyon kişinin bu dili konuşabildiği iddia edilmektedir.
Sözcük dağarcığı daha çok Hint-Avrupa dillerinden gelmektedir.
Esperanto nasıl öğrenilebilir?
Ulusal Esperanto Dernekleri sürekli kurslar düzenlemektedir. Ayrıca Esperanto kendi başına çalışarak öğretebilecek kitaplar da vardır. Daha çok bilgi için herhangi bir TEJO bürosuyla, yerel Esperanto Gruplarıyla ya da Rotterdam'daki TEJO Dünya Bürosu ile ilişkiye geçilebilir.
Esperanto Nedir?
Esperanto, dünyanın çeşitli halkları arasındaki iletişimi kolaylaştırmak amacı ile yaratılmış bir dildir.
Pratikte yüz yıldan fazla kullanılmış olması Esperantoyu, insan düşüncelerinin nüanslarına kadar net bir şekilde ifade edebilmek yeteneği ile yaşayan bir dil haline getirmiştir.
Esperanto milletler arası ve tarafsız bir dildir.Çünkü o dünyadaki tüm halklara aittir ve dünyanın tüm halklarının birbiriyle iletişimine olanak sağlar. Herhangi bir kültüre, politik, dinsel veya ekonomik egemenliğe kesinlikle eğilimli değildir.
Esprentoyu öğrenen, birbirini etkileyen ve zenginleştiren iki uygarlığın zevkine varmak ayrıcalığına sahiptir, ki bunlardan ilki, içinde doğduğumuz bizim kendi uygarlığımızdır. Esperanto kendi halkımızın adet ve geleneklerinden, inançları ve ahlaki değerlerinden etkilenir, ki bunlar bizim kendi yöresel kültürümüzdür.
İkincisi, Esperanto vasıtası ile dünya vatandaşı olmayı istekle seçmiş olan tarafından elde edilir. Birincisinden daha kapsamlı olarak, en çeşitli şekillerde, dünya kültürünü bünyesinde taşır.
Esperanto yolu ile çifte vatandaşlığı seçenlere “Esperantist” ‘ler denir. Onlar Esperanto dilini bilmekle yetinmezler, aynı zamanda diğer ülkelerdeki Esperantislerlede iletişim kurarlar. Böylece milletlerarası bir dil idealini savunması ve bu dilin yayılması için değişik kültürlerle iletişim kuran bir eylemci konumunda olurlar.
Esperantonun ortaya çıkmasından sonra, onu öğrenmiş olanlar; bu dili pratik olarak kullanmak, başkalarının öğrenmesine yardımcı olmak ve dile karşı ilgi uyandırmak için gruplar kurma gereğini duymaya başlamışlardır. Bu gruplar zamanla büyümüş, bazıları komşu ülkelere kadar yayılmıştır. Bu arada yeni gruplar oluşmaya devam etmiş, öyleki bugün tüm dünyada aktif kuruluşlar oluşmuştur, Esperantistlerle birlikte bu gruplar Esperanto dünyasını oluşturur ve yaptıkları çalışmalara Esperanro Hareketi denir.