Sinema
Sinema sanatı diğer sanat dallarının yanında çok genç bir etkinlik olarak yer alsada,tüm sanatları içeren sanal yapısı ile gerçekten yeni bir sanat disiplini olma özeliğini hak etmekte. Bu yeni sanatın ortaya çıkışı sonrasında yapılan filmler, bizlere -ilizyon-görecelik-rölativite-kavramları hakkında yeni yaklaşımlar yapma imkanını tanırken, sanal kavramını da kavramlarımıza eklemekte.
Sinema dünyası sahip olduğu ve var olmasını borçlu olduğu teknoloji ile,evrensel var oluşun ilahi evrimsel süreçlerle milyarlarca senede ortaya çıkardığı dünya yaşamlarımızı, teknoloji kulanarak sanal olarak kurgulayan bir sanayi işlevi görürken,gerçek ve hayal üzerine zengin çağrışımlara da sebep olmakta.
.İyi bir filmin taşıması gereken ögeler, zamanla gelişen değişen tüm kavramlar gibi sürekli değişsede, çağın ruhunu yakalamak diye özetleyebileceğimiz genelleme,iyi film kavramının her döneme uygun reçetesi yerine geçer kanısındayım.
Çağın ruhu insanlık aleminin -Sanat-Bilim- ve Manevi değerlerle ilgili yeni açılımlarının " bu alanlardaki eserlerle" kollektif bilinç düzeyini geliştirmesi ile sürekli yükselen çıtanın bulunduğu noktada yaşar.
Bir sinema filmindeki kurguyu oluşturan senaryo,reji,oyuncular,mekanlar,kostümler,kamera vs.gibi ögelerin birleşmesindeki ahenk ve bu ahenkle "nitelik-nicelik" sağlanan akış filmin başarı grafiğinin açıklar.
Yaşadığımız uzay zaman döneminde, değişim hız faktörünün ivmesinin anbean artığını gelişen,değişen teknolojik aygıtlarda somut olarak gözlemlemekteyiz.
Diğer tüm sanat dallarını nüvesinde taşıma imkanına sahip olabilen sinema gelişen teknoloji ile bilgisayar similasyonlarını da içerir hale gelmesi,fiziksel sınırları aşabilen görsel efeklerle sanki rüyalarımızı ekrana taşır gibi.
Var oluşun sanal ve lokal olarak tekrar üretimi olan sinema sanatı bu eşsiz konumu ile gelecekte, pozitif negatif üretimlerinin halklara ulaşım potansiyeli ile bugünki konumunun
çok ötesinde etkinliğini -kıyamete kadar! -artırarak sürdürecektir.